Yağmurlu bir gün, 13 Eylül 2002 ‘de girdiğim İYTE’den sıcak bir gün, 27 Haziran 2008’de resmen mezun oldum. Açıkçası diplomayı alana kadar pek inanamadım. Hatta alınca da yerime geçince hemen açıp baktım, arkasına falan baktım, gerçek mi diye :D İYTE’de resmen büyümüştüm. Genç bir çocuk olarak girdiğim bu
okuldan olgun, kendine güvenen bir mühendis olarak çıktığımı hissediyorum. Neler neler vardı ki anılarda…
-Mesela hazırlıktaki günlerimiz. Alsancak’ta geçen günler. Geyiğin haddi hesabı yoktu. Ha bi de gözümüz yüksekteydi, girip ortalamanın dibine vuracaktık. Anadolu Halkbilim Araştırma ve Tanıtma Topluluğu kısaca AHAT dediğimiz bir topluluk hayalimiz vardı. Eskileri yaşatacaktık, herşey hazır gibiydi, kurucular,
yapılacaklar vs vs. Günler geçti.
-Lisansa başladık, tabii lisans bizi tren çarpmışa döndürdü. Ne idealler kaldı geride, ne de topluluklar… Birinci sınıf kabus gibiydi. İlk dönem 1.34, ikinci dönem ise 0.4 ile bir rekora imza atmıştım. Doğal olarak toplamda 0.89 GCPA ile çakmıştım. Öğrenim hayatımda ilk defa tam anlamıyla dibe vurmuştum. O yıl ablamın da tayini çıkınca sanki herşey üzerime yıkılmıştı.
-Ertesi sene sağolsun Cüneytle kalmaya başladık. Sınıfta kalmıştım, ailem yanımda değildi, kalbimin bir kısmı yıkık başladım o seneye. Sınıf arkadaşlarımın büyük bir kısmı üst sınıfa geçmişti. Tam bir umutsuzluk. İlk dönem zaten 4 dersim vardı, intro, c, calculus, fizik. Bi de ben calculusla C’yi yükseltmek için
almıştım. calculus dd idi, dc ye yükselebilmiştim. Neredeyse her gün evdeydim. Birde 256 k internet bağlatmıştık. Şu anki ünlü göbeğim işte o günlerde zuhur etmişti :D Neyse lafı uzatmayayım Cüneyt, Allah razı olsun çok destek oldu kendimi toparlamamda. Dibe vurmuşken su yüzüne çıkarttı. O günlerde Emel çıktı karşıma ve beni ayağa kaldırdı. Yine o yıl Alperen’i tanıdım, iyte.net kurulmuştu.
-İkinci sınıfa geçtim. O sene Alperenle öğrenci topluluğu kurmaya karar verdik. İYTE Tanıtma Topluluğu tüzüğü hazırdı. Bülent Abiye gittik, bize girişimtopluluğunu almamızı önerdi. Gittik almaya, genel kurul yapacağımız gün deprem oldu :) günler geçti, cüneytle yurda çıktık, yurt macerası başladı. Survivor İYTE :) iyte.net büyüdü gelişti, biz de onunla büyüdük. İlkleri gerçekleştirdik, ama hep ilkler acı verdi. Bu öldümeyen acılar, geliştirdi, güçlendirdi.
-Üçüncü sınıfta hala yurttaydım. Sorunlar diz boyu ama bir önceye göre daha iyiydik. Konsey başkanlığına soyundum. Aynı anda başkanlık, haftasonu part-time gazetede çalışmak, bi de konserdi oydu buydu hadi etkinlik yapak demeler resmen beni bitirdi. Dersler cabası.
-Dördüncü sınıf nasıl geçti anlamadım. Söylemem lazım, üçüncü sınıf sonunda ilk sene çaktığım için yurttan çıkarttılar. Napcaz netcez derken onur ve ersinle urladaki eve çıktık. Öğrencilik hayatımın bence en güzel senesiydi. Evde kalmak, gelen giden, kafan rahat. Aralığa kadar başkanlığı sürdürdük, eylem falan,
filan derken o dönem bitti. Sonra hayatımın ilk işinden istifa ettim :D Zaman yetmiyordu, son bir ay kala ayrıldım gazeteden… Tabii her güzel şeyin bir sonu olur misali sene bitti, evi boşaltmak ve eski haline döndürmek bir hayli zordu. Ayrıca ev sahibinin bir ay kala eve gelip çökmesi, sinirlerimi yıprattı. Evden gönderinceye kadar o kadar uğraştım ki anlatamam. Zira kendisine aralıksız 5 saat laf saydım ve gönderdim çok şükür. Velhasıl kelam, uzun ve yorucu bir altı sene sonunda bitirdik bu okulu. Ama kesti mi, kesmedi. Mazoşist diplomamızı almayı mütakip koşa koşa yüksek mazoşistlik sınavına girdik :D iki yıl önce deselerdi ki dediler yüksek yapacak mısın diye gülerdim ve dalga geçerdim ki yaptım. Ama şimdi yüksek lisans mülakatını kazandım ve başlayacağım. Ne demişler ne oldum değil, ne olacağım :D
Mezuniyet törenimizden iki kare:
Tüm Lisans Mezunlarımız…
O an: Diploma mutluluğu
Bizde Göreceğiz inşallah bu gunleri emrah abi