Fuat Alican – Yol Kitabı

-->

“yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yol yoluyla gidebilir yare
yoldan çıkabilir apansız
ve ömür bitebilir yoldan önce
ama yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yaşamak
hızlı bir ölme biçimidir ”

Kendisini pek sevmesem de sadece bu sözlerini çok seviyorum, Yılmaz Erdoğan’ın. Yol bir yere gitmez, giden de seçen de insandır bence de…

Dikkat ederseniz, başlığı diğer başlıklarım gibi sadece kitabın adını yazmadım. Yol kitabı dedim. Hakikaten bir yol kitabıdır bu kitap. Erdoğan’ın sözleri gibi Yolu anlatır, Yolda okunması gereken bir kitaptır. Sektörde seçilen yollarda yürürken açıp açıp okunmalıdır.

Bizim dükkanda adettir (Netsis) yeni başlayana, stajyere, kapıdan girene verilir bu kitap. Netsis’i, kuruluşunu, kurucusunu (Murat Ihlamur) anlattığı söylenir, ancak dünü, bugünü, yarını anlatır bence. Bilgisayar teknolojilerinin kısa tarihini anlatırken Türkiye’nin geçtiği zor dönemleri, oradan çıkan dramları, mutlulukları ve sevinçleri es geçmez.

Sanırım son zamanlarda okuyup içinde bu kadar az aktörü olup -iki kişinin dialogundan ibarettir, esas kişi ve ona sorular soran şöförü.- bu kadar çok şey anlatan, “hakkat lan bunun nedeni buymuş ya da böyle olsaymış” dediğim başka sektör kitabı okumamıştım. Yanlış hatırlamıyorsam bundan önce aynı tadı 4 yıl kadar önce okuduğum “Direkt MoDELL – Michael Dell” kitabında almıştım. o kitabı okuduktan sonra da kafamdaki ticari hayat anlayışı, teknoloji sektörüne bakışım değişmişti.

“Ya, hacı hiç mi kötü yanı yok” derseniz bilgi bombardımanından ara ara bitap düştüğümü itiraf etmem lazım. Bir çırpıda değil, yavaş yavaş, sindire sindire okumakta fayda var.

O yüzden kitabın bazı bölümlerini ara ara açıp tekrar okuyorum, özelllikle IBM gibi devlerin nasıl batışa geçtiği bölümler, sektörün nasıl şekillendiği ile ilgili bölümler tüm teknoloji çalışanları ve yöneticileri için kritik önem taşıyor.

Öte yandan kitapta sektörde yönetici ve çalışanlar için altın değerinde “nasıl olmalı / olmamalı” ile ilgili yaşanmış güzel anılar / hikayeler / örnekler mevcut. İdarecinin ile yönetici arasındaki farkları da satır aralarında bulmak mümkün. (Yönetici mi idareci mi? yazıma da buradan atıfta bulunam)

Kitapla ilgili diğer ayrıntılara, daha geniş bilgiye yazarın blogu ve kitap için hazırlanan siteden erişebilirsiniz.

Şimdi diyeceksiniz ki “yeni mi okudun kitabı”,  yok canım tee 1,5 yıl önce okumuştum ancak yeni baskısının çıkacağını duyunca “neden yazmadım” diye kendime kızıp kolları sıvadım.

Ezcümle hani bizim dükkanın kitabı diye demiyorum ama sektörümüzdeki herkesin en azından bir iki sayfasını karıştırıp bakması gereken bir kitap bence.

Comments are closed.