Kayıp Sembol

-->

Puslu Kıtalar Atlası yazımda da bahsettiğim kiatbım bitmez tükenmez İYTE yollarında kitaplar bir o kadar hızlı bitti. Fantastik bir kitabın üzerine bir fantastik daha patlayam dedim ve geçen yılbaşında dükkanımızın hediye ettiği Kayıp Sembol’ü okuyayım dedim. Dip not, bu kitabı da bi 7 ay sallamışım demektir bu.

Neyse daha önce Dijital Kale kitabını okuyup, Da Vinci’nin Şifresi, Melekler ve Şeytanlar kitap uyarlaması filmlerini izlediğimiz yazar yine karmaşık ilişkiler, semboller, işaretler ve ipuçlarıyla kaderin ağlarını ördüğü enterasan bir kitap yazmış.

Ortalarına kadar beni benden alıp heyecandan nefessiz bırakan kitap sonrasından hayal kırıklığına doğru son sürat gitmeye başladı. Önce Türkiyeyi yerden yere vuran yaklaşımı akabinde de yazarın geleneği olan İncil, Hırıstiyanlık, Masonluk propagandası pompalama çalışması “öff bitse de gitsek” durumuna soktu beni resmen.

Her kitapta olduğu üzere süper zeki bir profesörün herşeyi çözdüğü romanda yine İncilin mükemmelliği ve Hıristiyanlığın erdemi bolca pompalanıyor. Biz de bayıla bayıla okuyoruz. Hatta hatırlıyorum, Dan Brown Türkiye’ye geldiğinde yere yurda konmamış, yeni kitabında Türkiye’den bahsedeceği için havalara uçmuştuk.

Neyse kitabın son kısımlarını büyük bir asabiyet içinde okuyup bitirdikten sonra söz konusu yazarın başka kitabını okumamaya karar vererek kapağını kapattım.

Comments are closed.