Thor, düşmanın kafasına kor :) diye saçma bir slogan türettiğim bu fantastik, romantik, pisikopatik film, Asgard denilen Thor, gudubet kardeşi Loki, çok gıral babaları, Odin ve onlar gibi başka gıral yaratıkların yaşadığı gezegende geçiyor. Bi kısmı da ölümlülerin yaşadığı dünyamızda geçiyor.Aslında gezegen demeye dilim varmıyor, her yer altın kaplı gezegen mi olur? Neyse bu altın kaplı şukela mekanda günlerini geçiren odin tam oğlunu yeni gıral ilan edecekken karaktersiz Buz Devleri mekanı basmasın mı? Bassın :D Meğer ki bu buz devlerinin kuyruk acıları varmış.
Neyse Yok Edici dedikleri makina bunların haklarını avuçlarına verip gönderiyor. Sonrası cümbüş, Odin’in defasi kara Thor, gudubet kardeşi Loki ve saz arkadaşlarını yamacına katıp Buz Devleri’nin mekanını bastılar, verdiler odunu. Buz Devleri’nin beyi de tavuk mu boğazlıyonuz lan mekanım da diyerekten bunları tam iç edecekken çok gıral Kral Odin geldi, kurtardı bizim elemanları. Akabinde de asi Thor’u dünyaya sürgün etti. Hem de çölün ortasına :(
Bu sürgünlük sırasında her bilimkurgu filminde sıkça karşılaştığımız asi, dişi bilim adamlarından pardon bilim kadınlarından birine rastladı, doğal olarak aşık oldu. Sonra koca Şimşek Tanrısı insansı oldu, ötesinde adamı maymun ettiler, krep bile yaptırdılar. Aşkın gücü işte :D
Tabii bu arada karaktersiz kardeş Loki, tezgahladığı çeşitli oyunlarla kah babasını, kah kardeşini azaptan azaba sürüklemesin mi? Sürüklesin yaw bize ne demi, elin Asgardsı :D Meğer Loki Asgard’ın içinden değilmiş, karşının adamıymış. Bu arada bu olaylara doğal olarak Ameriken Hükümeti de karıştı, karışmasa şaşardım zaten. Neyseki bu sefer Amerikalılar kurtarmadı dünyayı. Ancak Asgard’da da resmi dil sanırım, Thor şakır şakır ingilizce konuştuğu gibi kendi mekanında da ingilizce konuşuyor. Boşuna İngiltere için güneş batmayan imparatorluk demiyorlar :D
Sonunda Thor, bilgeliği öğrendi, hidayete erdi, mekanına döndü, hem dükkanı kurtardı hem de gıral adam oldu. Ancak bu gidişle Thor 2,3,4 çekilir.
Film fena değildi ancak neden üç boyutlu olarak oynattıklarını pek anlamadım. Zira öyle ahım şahım bişi yoktu. Konu biraz bildik, yavandı. Yine içine umutsuz, imkansız bir aşk serpiştirilmişti. Neyse fena değildi ama sinemada o kadar para verilmez hani, milli servete yazık :(
hmmm, peki ozaman=)