Çok değerli okuyucularım, geçenlerde Keçiören‘i yazmıştım, sonunda da “Teleferik’e binemedik ulen” mealinde bitirmiştim.
Tabii durur muyum hiç, asker arkadaşımı aldım hemen gittim. Önce Kızılay’a oradan da Keçiören’e geçtik. Sora sora Teleferik İstasyonu’na vardık. Bilet gişesine varınca girişin 5 TL olduğunu öğrenince hemen geçmiş hatalarımız gözümüzün önüne geldi örneğin Atakule Macerası…
Neyse düşündük taşındık, verdik paramızı. Bindik vagona. Gidiş-dönüşün yaklaşık 20 dakika sürdüğü yolculuğumuz gayet güzeldi. Keçiören’in en önemli gezi yerlerinin üzerinden geçen teleferik güzel ancak sadece gezi amaçlı olması üzücü. Keşke biraz daha ucuz olsa ve biraz daha ulaşıma hizmet etse. Neyse yine de düşünenleri, yapanları takdir etmek istiyor, yolu düşen arkadaşlarıma binmelerini tavsiye ediyorum.
Teleferik sefamız sırasında üzerinden seyrettiğimiz Rüya Ada’m Cafe’ye gitmeye karar verdik. Aşağıda göründüğü gibi hakkaten Rüya Adası. Şehrin ortasında ama doğanın bir parçası gibi. Gittik yemeğimizi yedik. Garson saygılı ve hızlı hizmet ediyor. Yemekler oldukça güzel ve verilen hizmetin karşılığında gayet hesaplıydı. Özellikle su sesi dinlemek ve bolca su görebilmek deniz olmayan Ankara’da büyük bir nimet. Tavsiye ederim. Tavsiye ederim. Tavsiye ederim.