Hepimiz o ya da bu şekilde bir müşteriyle muhatap oluyoruz, bu kimi zaman son kullanıcı, kimi zaman ürettiğimiz çıktıyı kullanan firmamızdaki başka bir departman ya da başka bir şirket olabilir. Sonuçta sizin ürettiğinizi kullanan kişi eninde sonunda sizin müşteriniz oluyor. Tabii her zamanki gibi bu benim düşüncem.
Hal böyle olunca da patron her zaman müşteridir. Patron müşteri de Allah aşkına bazen öyle istekler oluyor ki müşteriyi bir kaşık suda boğasınız geliyor, yani en azından benim geliyor :D Öözellikle yazılım gibi elle tutulup gözle görülmeyen bir şey üretiyorsanız sıkıntılar bence katlanıyor. Bu elle tutma kısmı çok kritik :)
Neyse işte bu boğulası durumları bir listelemek istedim, sizlerden katkı bekliyorum bolca:
Acil
En sevdiğim kelime, hele ki gelen mailin konusu bölümünde olursa tadından yenmez. Aciliyetin ne olduğunu hiç bir zaman bilemezsiniz ana bu kelimeyi konuda ya da mail içeriğinde gördüğümde aklıma hep şu geliyor: herhalde şu an müşterimiz fidye için kaçırıldı ve fidyeciler mail içeriğinde belirtilenler en kısa zamanda yapılmazsa müşterimizin canına kastedecekler.
ACİL!!! (Ya da Çok ACİL!!)
Müşterimiz kesin Sicilya Mafyası tarafından kaçırıldı ya da yazılımınızın yönettiği nükleer reaktörden sızıntı var, olamaz mı?
Hatırlatma
Bu da sevdiklerim listesinde üst sıralarda. Bu şu demek, “siz benim işi salladığınızı sanıyorsunuz ancak gözüm üzerinizde”.
Oysaki öyle bişi yok, daha dün gönderdiğin maili henüz işleme aldık belki de işi bitirmek için saç baş yoluyor da olabiliriz.
O kadar para verdik kardeşim
Oy oy oy. Tabii diğer müşterilerimiz ödemelerini değiş tokuş yöntemiyle yaptıkları için sizin para vermeniz bir ayrıcalık yaratır. Öte yandan verdiğiniz parayla iş ya da hizmet satmıyoruz biz, külliyen firmayı ve çalışanın tüm zamanını da size satmış oluyoruz. Kusura bakmayın edepsizlik yaptığımız için :)
Ne zaman biter?
Bu çok haklı bir müşteri sorusu. Ancak termin tarihine 3-5 gün varken sorulmasını hafıza kaybıyla ya da bunamayla ilişkilendirmek sanırım yanlış olmaz.
Şurası çalışmıyor?
Ee normal, bitti diye mail attık mı atmadık. Attık mı la yoksa, Allahım hafızam…
Bunu yapmak için vaktimiz yok
Tabii biz burada çelik çomak oynadığımız için sizin yapmanız gereken işlerin hepsini biz yaparız, siz de kazandığınız bu vakitle ne bileyim mars’a gidecek yeni uydunuz üzerinde çalışın, kansere çare bulun, ya da internette gazete okuyun, oyun oynayın.
Bunu yapmak çok zorrr.
Bir üstteki madde ile gerekçe ya da yaklaşım aynı aslında. Ben yapmayayım siz yapın için kılıf. Yok hacı facebook hesabın varsa benim dediklerimi bal gibi yapabilirsin.
Bizi öne alamaz mısınız?
Anadan dayı ve babadan soy olmamız durumunu kanıtlamak için vukuatlı nüfus kayıt örneğinizi “scan”layıp gönderirseniz neden olmasın. Bir de bizim iş daha acil demiyorlar mı neye göre ölçtüklerini sorasım geliyor ama katil olurum diye tutuyorum kendimi.
Henüz bitmemiş
Bu henüz ne kadar acıklı, hüzünlü bir kelime değil mi? Neyse bitse söylerdik.
Bilmem nerede böyle, bizimkinin burası da böyle olsun
Bulaşık makinanız aynı zamanda ütü yapıyorsa tabii burada yerden göğe haklısınız canım cicim :)