AROG, AROG, AROG

Dikkat! Bolca "Spoiler" içerebilir!
-->

Yeni yıldan önce gitmiştik, telafilerimizden biri olarak yeni yazıyorum.

Emel’le yer bulabildiğiniz tek seans olan 21.15’te filme gittik. Hem iyi hem de kötü eleştirileri okudum. Film komik miydi yoksa değil miydi, aman ne güldük, yok ne kadar da çalıntıydı diye bilmem kaça ayrılan film eleştirmenleri yüzünden filmin muhteşem mi yoksa fiyasko mu olacağı konusunda bir fikrim yoktu. Filmi izledik. Komik yerleri de yavan yerleri de vardı. Genellikle filmde komedi unsurları var mıydı yok muydu çok muydu ile ilgileniyordu ancak bence Cem Yılmaz tam bir kara mizah başyapıtı oluşturmuş, belediyesinden eğitimine siyasetçisinden askerine ince ince geçirmiş, Türkiye’nin durumunu gayet güzel özetlemiştir. Güzel kurgulanmış, müzikleri özenle seçilmiş, her sahne için titiz bir çalışma yapılmış. Özellikle finale doğru olan futbol maçındaki müzikler heyecanı doruğa çıkardı. GORA’da ufak tefek mesajlar vardı ama devam niteliğinde olup da ilk filmini gölgede bırakan ve mesaj kaygısı gişe kaygısının önünde olan her halde çok az film vardır. Köye gelenlere posta koyarak güçlüye, ’emperyaliste’, “havuz” esprisiyle yalan belediyeciliğimize, Aroglu çocuklara verilen derslerdeki örneklere eğitim sistemize, futbol finaliyle hayatını futbola bağlayan ve yıkıp dökenlere inceden ve açıktan geçirmiştir lafı.

Bir de bu çalıntıydı muhabbetine dönersek, bir çok uzay & bilimkurgu filmini harmanlayarak hepsinden öykünmüştür. Bu yüzden bazı espriler anlaşılmadı.

Eksik ya da gereksiz yönlerine gelecek olursak maymunlarla yakınlaşması ve seyircinin kasıklarını tutarak sadece bu kısma gülmesi beni sinir etti. Ha ben gülmedim mi ben de güldüm, ancak filmin burası bence çıkarılsa -hani öss sorusu gibi, hangi cümle çıkarılsa anlam bütünlüğü bozulmaz hesabı- film hiçbirşey kaybetmez aksine kalitesi yükselirdi.

Kısacası defalarca seyredilmesi gereken, sadece güldürme amacı taşımayan, Cem Yılmaz’ın da boş bir adam olmadığına kanaat getirdiğim bir film…

Comments are closed.