Yedinci Gün

-->

Efenim benim İhsan Oktay Anar hayranlığım ilk kitabını sevgili iş arkadaşımın Seda’nın hediye etmesiyle başladı.
Aylarca okunmayı bekledikten sonra Puslu Kıtalar Atlası’nı bir nefeste okuyup yazmıştım: httpswww.nioya.com/puslu-kitalar-atlasi.html

Kitabı okur okumaz diğer kitaplarını da alıp okumalıyım diye düşündüm. Aslında bu kitaptan sonrakileri okumak lazımmış ancak ben direk son kitabı aldım. Yedinci Gün. İlk kitap ve son kitap. Bir kitabın ilk sayfasıyla son sayfasını okur gibi oldu.

Açıkçası Puslu Kıtalar Atlası’ndaki gibi daha sakin ve derli toplu bir anlatım beklerken beni benden alan ve okurken oldukça yoran bir kitapla karşı karşıya kaldım.  Çokça da geriye dönüp iki üç kere okuduğum yerler oldu. Hatta bir ara olan olayları bir kağıda not alıp çizelge mi çıkarsam dedim bünyeme.

Çünkü bazen aynı sayfa içinde o an için alakasız duran, birçok zaman diliminde, bir çok olay cereyan edebiliyor. Olayların kesişmesi ve anlam kazanması ise kitabın çok sonlarına doğru oluyor. Harap edip bitap düşüren kitap, beni benden aldıktan sonra uzun uzun düşündükten sonra, insanlığın benliği ve varlığı sorgulayacağı kadar dibi bucağı olmayan bir kitap bence.

Tabii aman ben okuduğumda yorulmayayım, bitirince de allak bullak olmamayım derseniz çok yanaşmayın derim.

Yedinci Gün Kapak

Comments are closed.