Yine janjanlı, yine süper lanse edilip bi naneye benzemeyen bir holiyvuud filmi daha. Dolaysız yoldan direk hıristiyan misyonerliği yapan tehlikeli bir film. Neymiş efendim dünya yine her zaman olduğu gibi boka sarmıştır. Açlık, kıtlık gırla gidiyor.
Kahramanımız Eli ise elindeki kitapla habire kuzeye yürüyor. Bu macerası sırasında ilginç şeylerle karşılaşıyoruz tabii. Örneğin 40 yıldır yürümesine rağmen varamaması ilginç sanki marsa gidiyor. Eleman Türk olsa o kadar zamanda dünyayı 40 kere dolaşır üzerine de iki medeniyet kurardı. Neyse mesela 40 yıldır bozulmayan iPod’u var. Sonra 40 yıllık sürede kurumayan KFC ıslak mendilleri var. (İtiraf ediyorum askere gelirken ben de edindim ama benimkiler kurudular :( ) Velhasıl kelam Eli türlü piskopatları atlatıp ölümlerden dönüp kuzeye vardığında anlıyoruz ki kitap İncil’dir ve dünyayı ancak İncil kurtarabilecektir. Filmin sonunda Eli ölür, dünyanın kurtulup kurtulmadığı meçhuldür. İzlenerek vakit öldürülmemesi gereken daha da önemlisi gelişme çağındaki gençlere izletilmemesi gereken tehlikeli bir filmdir. Genç beyinlerin zaten holivud filmlerin etkisi altında yeterince kalıp Amerika’yı yenilmez güç olarak gördüğü bu dönemde bi de üzerine “tek kurtuluş İncil’dedir, vay efendim dünya boka sarınca İncil’e sarılak kurtulak” tarzı bir algı yaratmak zarardır, ziyandır.